21 Temmuz 2014 Pazartesi

Her şey "Yolda"

-Eğer uzun yolculuklar hayaliniz ve bir türlü planlarınızı uygulamaya geçiremiyorsanız, bu kitabı okurken çıldırabilirsiniz.
Jack Kerouac Kanada'dan Amerika'ya göç etmiş üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğudur. İlkokula başlayana kadar doğru düzgün ingilizce bilmiyordur ve fransızca konuşur. Lisedeyken futbolda başarılı olur ve spor bursuyla Columbia Üniversitesi'ne başlar ancak ayağından sakatlandıktan sonra futbol oynayamaz. Daha sonra okulu da bırakmaya karar verir. Bu süreçte şair Allen Ginsberg ve yazar William S. Burroughs ile tanışır. Ardından hayatında büyük yer kaplayacak olan Neal Cassady ile. Neal Cassady, Jack Kerouac'ın hayatından büyük bir dönüm noktasıdır çünkü Jack küçüklüğünden beri büyük bir seyahatin hayalini kurmaktadır fakat gerçekleştiremez. Neal ise tam anlamıyla bir aklına gelen delisidir ve hemen planları uygulamaya koymaya başlar. Adamlar çılgındır ve yedi yıl boyunca bütün ABD'yi ve biraz da Meksika'yı doyumsuzca dolaşırlar. Doğuya giderler, batıya, kuzeye, güneye giderler, evlerine dönerler, yeniden bir araya gelirler, ayrılırlar, evlenirler. Sadece gezmekle kalmayıp bir insan hayatında yaşanacak her şeyi de bu arada yaşarlar. Çulsuzdurlar, pamuk tarlalarında, tren istasyonlarında çalışırlar. Para isterler, otostop çekerler, yolcu alırlar, yiyecek çalarlar. Fakat hep yoldadırlar. Onlar için önemli olan gitmektir, gidilecek yer değil. Kendilerince buna özgürlük derler ve herhangi bir şeye bağımlı olmaktan kaçarlar. Ünlülerin hayatlarından, köylülerin hayatlarından geçerler. Yol bitmez, yolculuk bitmez ve en sonundan yeniden evlerine dönerler.
Jack Kerouac bu kitabı yolculuklarını sonlandırdıktan hemen sonra yirmi iki gün içinde tek bir rulo kağıdına hiç paragraf kullanmadan yazar ve bitirir. Kitabın büyük bölümü otobiyografiktir ve Kerouac bu kitabı olduğu gibi basmak ister. İster istemesine ama bunun için altı yıl beklemesi ve sonra da bir miktar sansürlemesi ve isimleri değiştirmesi gerekecektir. Kitap yayımlanana kadar Kerouac çok beklemiştir ama yayımlandıktan sonra bir anda bütün ülkede dikkat çeker. Basının dikkatiniyse "beat" kelimesi çeker. Ona bunun ne anlama geldiğini sorarlar ve bu sürecin sonunda o ve arkadaşları Beat Kuşağı olarak anılacaklardır. Ülkenin bütün gençleri sokaklara dökülmüş, Levi's ve espresso satışlarında patlama yaşanmıştır. Bugün Amerika'da İncil'le beraber en çok çalınan kitap olmasından ötürü raflar yerine görevlilerden isteyerek alınabilir. 
Kitap ilk yayımlanışının ellinci yılında, iki bin yedi de orijinal rulodaki haliyle basılmış. İsimler düzeltilmiş ve yayınevinin talebi doğrultusunda eklenen "edebiyat yapmalar" orijinal ruloda olmadığı için kaldırılmış. Kitabın en dikkat çekici özelliklerinden biri hiç paragraf olmaması. Kitap başlıyor ve bitene kadar hiç yeni paragraf görmüyorsunuz. Bu yüzden kitabı sağlam bir odaklanmayla ve mümkün olan en az ele alışta okuyup bitirmek gerekiyor.

*Bu yazının düzenlenmiş hali ruhunakitap.blogspot.com adresinde yayımlandı.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder