Bazı filmleri izlemeye başladığınızda gördüğünüz ilk yanlış sizi ona devam etmekten alıkoyar. Bazılarındaysa eleştirdiğiniz birçok nokta olmasına rağmen devam etmek istersiniz. Control öyle bir film. İngiliz şarkıcı Ian Curtis'in sıradışı hayatını izliyoruz. Hmm... Sıradışı mı? Film olacak kadar. Daha sonra On the Road filminde de Jack Kerouac'ı oynayan Sam Riley burada Ian Curtis rolünde. Yalnız oynadığı karakter görünenden daha küçük ve bundan filmde bahsedene kadar haberiniz olmuyor. Şarkıcının hayatında psikolojik, duygusal problemler var ama geriye
kalan her şey iyi gidiyor gibi. Bir süre sonra bu filmin sürükleyiciliğini etkiliyor ve sıkılmaya başlıyorsunuz. Hikaye zenginleştirilememiş, farklı açılar katılamamış, dolayısıyla heyecanın ve akıcılığın en kolay verilebileceği sahnelerde bile vasatı aşamıyor film. Bunların yanında siyah beyaz çekilmesi çok doğru olmuş ve iyi bir atmosfer oluşturmuş. Bu izleyiciyi ekrana bağlı tutacak kadar güçlü ve tabi ki bunların yanında müzikler de sizi filme bağlayan belki de en önemli parça. Filmde yakalanan hava ve karakter seçimleri iyi. Böyle bir şey var mı bilmiyorum ama buna bir cumartesi filmi diyebiliriz sanırım. İzlemesi güzel ama bu tarzda daha iyi filmler var. Ben yine de izlemenizi tavsiye ederim.
